FutbolFutbol Yazılarım

Bizim Mustafa

“Bugün Beşiktaş’ın yetiştirdiği bir isim ve Türk antrenörlüğünün bir temsilcisi olarak, son günlerde bana yapılanları içime sindiremiyorum” ve “Kendime olan saygım, Beşiktaş’a olan sevgim, Türk antrenörlüğünün de saygınlığı için istifa ediyorum.”

Bu sözler, 7 Ekim 2008 tarihinde Ümraniye Nevzat Demir tesislerinde düzenlenmiş olan basın toplantısında antrenörlük hayatının başlangıcında olan 39 yaşındaki Ertuğrul Sağlam’ a ait.

Peki, yerine gelen ve kendisinden 20 yaş Büyük Mustafa Denizli Ertuğrul’un istifasından 2 gün sonra başına geçtiği Beşiktaş Teknik Direktörlüğünü görevine başlamasının arkasından

Beşiktaşlı bazı yazarlarında “Bizim Mustafa” edasıyla bağırlarına bastıkları Mustafa Denizli bakalım neler demiş?

—“Bir tek şey istedim, ağabeyimin görmesini. Beşiktaş ile ilgili çocukluk anılarımın içinde ağabeyim hep vardı.”

—“Bütün ömrü aşağı yukarı Akaretler’de geçen rahmetli Emin ağabeyimiz vardı. Müthiş sohbeti olan, tatlı bir insandı. Toplardı bizi başına, Akaretler’i, Beşiktaş’ı, Beşiktaşlı futbolcuları anlatırdı. Radyodan Beşiktaş’ın maçlarını da ilk onun dükkânında dinledik. Radyodan Beşiktaş’ın maçlarını heyecanla dinlerken, bir taraf olduğumuzu hissetmeye başladık. Sonra ilkokul birinci sınıfta okuma yazmayı öğrenince, gazetelerden takip etmeye başladık Beşiktaş’ı.”

—Evimden ilk defa 10 yaşındayken Beşiktaş için Çeşme’den İzmir’e kaçmıştım. O zaman Çeşme-İzmir arası 5 saatti. Çeşme’ye döndüğümde bütün mahalle ayaktaydı”

Bu sözlerde İzmirli Büyük Mustafa’ya aitti.

Ne enteresandır ki 39 yaşındaki genç hoca Beşiktaşlı olduğunu ve Türk antrenörlüğünün onuru için istifa ettiğini söylüyor!

Yerine göreve gelen 59 yaşındaki deneyimli teknik adamsa Beşiktaşlı ve Türk antrenörü olduğu için göreve geldiğini ifade ediyor!

Burada bir çelişki var mı? Yok mu?
Bu soruyu aslında;

Bir sezonda birçok takım çalıştırılmasına müsaade eden Türkiye Futbol Federasyonu’na;

Göreve gelmeden iki gün önce görevini alacağı meslektaşını acımasızca eleştiren hem de milyonlarca kişi önünde yaptığı bu eleştiriyi yayıncı kuruluşun ödediği uçak, otel ve yemek paralarıyla yapılmasıyla diğer meslektaşlarıyla haksız rekabet ortamına ses çıkarmayan
Türkiye Futbol Antrenörler Derneğine;

Ve tabiî ki 2 ayda bir eğitip parlatıp Türkiye Süper Ligine hediye ettikleri ve bu hediyeden sonra da hediye ettikleri antrenörlerin kusurlu hareketlerine kahkahalar atarak güldükleri (!) hatta futbol kliplerine kahraman yapmaktan sıkılmayan yayıncı kuruluşların yetkililerine sormak gerek…

Tabi şimdi Beşiktaş’ın kapalı tribünlerinden gerekli ilgiyi göremedikten sonra “Kapalı beni sever diyen” Büyük Mustafa’ya da,

“Galatasaray’da görevde olduğun 1987 yılında Tofaş arabaların Malatya’ya bolca gittiği söylentilerinin ayyuka çıktığı zaman neden bugün söylediklerini o gün de söylemiyordun diye sormak lazım!

Onu da herhalde “Ben görevde olduğum sürece Mustafa Denizli Beşiktaş’ın kapısından içeri giremez” diyen Beşiktaş başkanının sorması gerek…

Bir de hazır “Bizim Mustafa” demişken,

Can Bey kadınları ancak bir kadının hissedeceği kadar hissedip anlatabilme yeteneğiniz kadınlar tarafından çok beğenilmişti.
Keşke aynı yeteneğiniz Abbas Güçlü’nün genç bakışında ben aslında bunu demek istemiştim… ben aslında …. şöyle yapmak istemiştim diyerek çevirdiğiniz filmin kahramanı

(sadece filmin kahramanı değil tüm ulusların kahramanı)olan Atatürk’ün farklı algılanmamasına da sebep olabilseydi.

Hadi bari yeteneğiniz konuştuklarınızla verdiğiniz mesajlar arasında 180 derece farklılık yarattı.
Hiç olmazsa filmin girişinde “ Ben filmin yapımcısı ve yönetmeniyim bu filmin 18 yaşının altında ki çocuklara ve gençlere seyrettirilmemesini tavsiye ediyorum” diyebilseydiniz.

Not: Ülkemizde son yılda bazı Şebnem Ferah’ın konserleriyle birlikte, Bakkal ve Süpermarketlerde tahıl ve şerbetçiotundan yapılan düşük alkollü light Bira’ların, erkeklerin iç dünyalarını anlatan tiyatro oyunlarının, her yıl Oscar ödülü bile olan onlarca filmin, internetteki videoların içinde yer aldığı Gençleri Koruma Yasası altında yüzlerce yasak uygulanmaktadır.

Not; Bu yazı Yıldırım Demirören’in 26 Aralık 2008 tarihinde yaptığı basın toplantısından 1.5 ay önce 10 kasım 2008 tarihinde yazılmıştır…
Hatırlanacağı üzere Yıldırım Demirören yaptığı basın toplantısında Beşiktaş üzerine oynana oyunlardan bahsederek 20 yıl önceki Malatya’ya gönderilen arabalardan bahsetmişti!

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. Sayın hocam kesinlikle size katılıyorum.tofaş aarbaların içinde olan denizli bu kapıdan içeri girememeliydi.

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu