Tartışmanın özünü yeni sezonda İddaa’dan kulüplere dağıtılacak hasılatın yüzde 10’u yerine, oynanma oranının yüzde 10’unun verilecek olması oluşturuyor. Bunun kaçınılmaz sonucu ise profesyonel futbol liglerinde yer alan 150 futbol kulübünün gelirlerinde yüzde 90’a varacak oranlarda maddi kaybın yaşanacak olması…
Kulüplerimizi ciddi ölçüde finansal olarak rahatsız edecek bu konuya girmeden önce kısaca İddaa’nın Türk Sporu içindeki yerine bir bakalım isterseniz.
İddaa Beşinci Yılını Kutluyor
Nisan 2009 tarihi itibariyle beşinci yaşını dolduran İddaa, Türkiye’nin en çok oynanan bahis oyunlarından birisi. Bugün iddaa oynayanların sayısı yaklaşık 3 milyona ulaşıyor. Önce futbol oyunlarıyla tanınan İddaa bugün itibariyle basketbol, voleybol, motor sporları, bilardo ve tenis gibi farklı spor dallarını da programına aldı. Spor Toto Teşkilatı’nın Türkiye genelinde bugün 81 il ve 750 ilçede 5 bine yakın bayisi bulunuyor. Hem bayi ağı hem de çevresinde oluşan ekosistemde İDDAA’nın, yaklaşık 60 bin kişiye geçim kaynağı sağladığı tahmin ediliyor.
Nisan 2004’te hayata geçen İDDAA aslında 2 şirkete hayat verdi. Bunlardan biri İnteltek iken, diğeri de Bilyoner oldu. İnteltek’teki ortaklık yapısı ile aynı yapıyla kurulan Bilyoner, İDDAA oyunlarının GSM, ITV (DigiTurk, D-Smart benzeri Dijital TV platformları), Internet ve IVR/Çağrı Merkezi aracılığıyla oynanması amacıyla hizmet vermeye başladı. Bilyoner daha sonra 13 Ekim 2005’te Türkiye Jokey Kulübü Genel Müdürlüğü (TJK) ve 6 Aralık 2006 tarihinde Mili Piyango Genel Müdürlüğü ile imzalanan sözleşmeler ile Türkiye’nin ilk şans oyunları platformu oldu.
Bahis oyunu için daha önce 2002 ve 2003’de iki ihale yapılmıştı. Bu ihalelerin biri teknolojik altyapı kurulması için diğeri de bahis oyunları oynatmaya yönelikti. 2004 yılında İddaa, Spor Toto Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği ihale sonucunda Turkcell’in iştiraki Çukurova grubunun İnteltek firması tarafından kazanıldı. Bu süreçte İnteltek altyapısını oluşturdu ve dört bin bayiye ulaştı. Ancak ihaleye giremeyen ABD’li firma, Spor Toto Teşkilat başkanlığı’nın İnteltek ile sözleşme imzalaması sonrası, 2004 yılında ihalenin usulsüz olduğu ve ihaleyi Kamu ihale Kurumu’nun yapması gerektiğini ileri sürerek dava açtı. 3 yıl süren dava sonunda ihalenin iptali gündeme geldi. Danıştay yürütmeyi durdurma kararı aldı. İddaa’nın oynanmama ihtimali doğdu. Ancak kulüpler bu duruma itiraz ederek, Hükümet’ten orta yol bulmasını istedi. Bunun için Meclis’ten yeni bir yasa çıkarıldı ve bu kapsamda yeni yasal düzenlemeyle İddaa ihalesi Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında tutularak, 2007 yılında tekrar İddaa ihalesi yapıldı.
İddaa’nın 2004 yılında yapılan ihalesine, Çukurova Grubu şirketlerinden Inteltek, tek başına girerek, 2007 yılına kadar hasılattan yüzde 16.3, 2007’de ise yüzde 11.3 komisyon almıştı. 2007’de yapılan İddaa ihalesine, Lotos-Ladbrokes ve Lottomatica-Snai SPA-Doğan Yayın Holding konsorsiyumunun katılarak rekabet yaratması sonucu Inteltek, hasılattan alacağı payı 8 kattan fazla azaltarak yüzde 1.4’e indirerek, 10 yıllığına İddaa’nın yeni işletmecisi oldu. Bu süreçte, devlet 10 yıl içinde yaklaşık 3 milyar YTL daha fazla kazanmayı garantiledi.
İddaa’nın Payı Bahis Oyunlarında Hızla Büyüyor
İDDAA’nın bahis oyunları pazarındaki payı 2004’de yüzde 1 iken, bu oran bugün yüzde 36’ya yükselmiş durumda. 2008 yılı itibariyle 200 Milyon USD ciroya ulaşan Bilyoner’in, İddaa cirosundan aldığı pay ise %13 civarında.
İddaa geçen beş yıllık süre toplam yaklaşık 7.7 milyar lira hasılat yarattı. 2004 yılını 236 milyon TL’lık bir hasılatla kapatan İddaa, 2005 yılında 615 milyon TL’lık bir gelire ulaştı. Esas gelişmesini 2006 yılında yakalayan İddaa, bu yılın sonunda toplam cirosunu dört kat artırarak, 1 milyar 200 milyona yükseltti. Toplam gelirdeki bu artış, kulüplere ödenen isim haklarında da üç basamaklı bir gelire ulaştı. Buna göre kulüplere ödenen tutar da 21 milyon TL’dan 107 milyon TL’na yükseldi. 2007 yılını yaklaşık 1,9 milyar TL’lık hasılatla geçen İddaa, bu yılda kulüplere toplam 165 milyon TL isim hakkı bedeli ödedi. 2008 yılında krizi de dinlemeyen İddaa, toplam gelirlerini 2 milyar 301 milyon TL’na yükseltirken; kulüplere ödenen isim hakları bedelleri de 205 milyon TL’na ulaştı. Vergiler hariç beş yılda 6 milyar 223 milyon TL’lık bir hasılatı yakalayan İddaa bu dönemde toplam 1 milyar 400 milyon TL da vergi geliri yarattı. Vergi gelirleri dahil toplam cirosu 7 milyar 623 milyon TL’na ulaşan İddaa, bu süreçte kulüplere de 554 milyon TL’lık bir kaynak transfer etmiş oldu.
Son Beş Yılda İddaa’nın Ciro Gelişimi Ve Kulüplere Dağıtılan Tutarlar (Milyon TL)
Beş Yılda 7,7 Milyar TL Ciro’ya Ulaştı
Oynatılmaya başlandığı 2004’ten, 2008 yılı sonuna kadar İddaa üzerinden yaratılan toplam hasılat vergi dahil yaklaşık 7,7 milyar TL’na ulaşmış durumda. Türkiye çapında yaklaşık 60 bin kişiye geçim kaynağı sağlayan İddaa ile bu hâsılat üzerinden devlete KDV ve Şans Oyunları Vergisi olarak 1,4 milyar TL, Türkiye Liglerinde yer alan futbol kulüplerine isim hakkı bedeli olarak toplam 554 milyon TL, kamu kurum ve kuruşlarına ise (Çocuk Esirgeme Kurumu, Kredi Yurtlar Kurumu, Savunma Sanayi, Türk Tanıtım Fonu ve GSGM’ne) 224 milyon TL kaynak yaratıldı. İddaa, aynı zamanda bu oyunu oynayan iştirakçilere 3 milyar 700 milyon TL ikramiye dağıtırken; bayilere de 616 milyon TL komisyonu kazancı sağladı. İddaa işini Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’ndan ihaleyle alan İnteltek firması ise geçen beş yıl içinde yaklaşık 1 milyar TL kurum geliri elde etti. İddaa’nın son beş yıl içinde yarattığı gelir ve bunun dağılımı aşağıdaki tablodan görülüyor.
Son 5 Yıl İddaa Cirosunun Dağılımı |
Milyon TL |
Payı |
Vergi |
1.400 |
0,18 |
Kulüplere |
554 |
0,07 |
Sosyal Yardım Kuruluşları(*) |
224 |
0,03 |
İştirakçilere |
3.700 |
0,48 |
Kurum Payı |
1.008 |
0,13 |
TFF payı |
177 |
0,02 |
Bayi komisyonu |
616 |
0,08 |
Toplam |
7.679 |
1,00 |
(*)Çocuk Esirgeme Kurumu, Kredi Yurtlar Kurumu, Savunma sanayi, Türk tanıtım fonu ve GSGM payları.
İddaa’ya Yeni Dağıtım Sistemi mi Geliyor?
İddaa gelirlerinin kurumlar bazında dağılımını yukarıdaki tabloda gördük. Bu tabloda futbol kulüplerine aktarılan toplam tutar 554 milyon TL civarında. Kulüplere dağıtılan toplam tutar, cironun yüzde dokuzu civarındayken, vergiler düşüldüğünde, kulüplere aktarılan tutarlar, toplam İddaa cirosunun yüzde yedisine karşılık geliyor. Mevcut sisteme göre İddaa kuponunda yer alan tüm kulüplere, oynanıp oynanmadığına bakılmaksızın yüzde dokuz dolayında bir ödeme yapılıyor. Üzerinde çalışılan yeni dağıtım sisteminde ise kuponda yer alan kulüplere eğer bahis oynanmışsa, oynanan bahisin yüzde onunun ödenmesi planlanıyor. Bu konuya geçmeden önce geçmiş yıllarda liglere ne kadar para ödendiğine bir bakalım.
Liglere Ne kadar Para Aktarıldı?
2004’ten başlayıp, 2008 sonuna kadar geçen süre içinde İddaa’nın Liglere isim hakkı bedeli olarak ödemiş olduğu tutarlar aşağıdaki tablodan görülüyor. Tabloya göre, İddaa’nın beş yılda futbol kulüplerine aktardığı tutar 554 milyon TL’na ulaşıyor. Bu tutarın %44’ünü oluşturan 245 milyon TL’lık kısmı Süper Lig kulüplerine transfer edilirken; kalan %56’lık bölüm, yani 309 milyon TL’lık kısmı da Bank Asya 1. Lig ve TFF 2. Ve 3. Liglerine aktarılmış durumda.
Son 5 Yılda Liglere Aktarılan Tutar (Milyon TL)
Tutar
Toplam Gelir içindeki payı
Süper Lig’e Aktarılan
245
0,04
Lig A’ya Aktarılan tutar
185
0,03
Lig B’ye Aktarılan Tutar
124
0,02
Futbol Kulüplerine Aktarılan Toplam Tutar
554
0,09
Yeni Düzenleme Küçüklerin Ölümüm Anlamına Geliyor!
Yeni sezonda bahis oyunu İddaa’daki sistem değişikliği, başta Süper Lig ekipleri olmak üzere çoğu futbol kulüplerinin gelirlerinde önemli bir azalışa neden olacak. Bu nedenle Kulüpler Birliği ve Türkiye Futbol Federasyonu konuya ilişkin yeni arayış ve soruna çözüm bulma çabası içindeler. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, “Konuyu gerekli mercilere ilettik. Eğer yeni düzenleme uygulanırsa Türkiye’de futbol çöker. Bu sistemle kulüplerin geliri 153 milyon TL azalacak” şeklinde ifade de bulunurken; ana geliri İddaa’dan oluşan çoğu Anadolu kulübü de daha şimdiden karaları bağlamış durumda.
Bugünkü uygulama ile Turkcell Süper Lig’deki kulüpler, İddaa’dan 2.5 ile 3 milyon lira arasında bir gelir sağlarken; bu tutar Bank Asya 1.Lig’de 250 bin, TFF 2.Lig ve TFF 3.Lig kulüplerinde yıllık 50 bin liraya kadar düşebiliyor. Böylelikle takımlar, geçen sezon İddaa’dan aldığı yüzde 10 pay yerine (aslında bu pay %9 civarında) bu sezon binde 8 civarında bir gelirle yetinmek durumunda kalacak. Buna göre, önceki sezonda İddaa’dan yaklaşık 1 milyon lira gelir sağlayan bir Bank Asya 1. Lig kulübünün geliri 200 TL’na kadar gerilerken; bu tutar TFF 2. ve 3. Lig kulüplerinde 100 bin TL civarında olacak. Hatta Kırşehir spor Kulüp Başkanı İbrahim Kaya’nın ifadesine göre 30-35 bin olan İddaa gelirleri bu uygulama ile 500 liraya kadar düşecek.
Yeni dağıtım sistemi kulüplerin büyük bir maddi kayba uğramalarını beraberinde getiriyor. Eğer Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) ve Kulüpler Birliği’nin çabaları bir sonuç vermezse; Bank Asya 1.Lig ve TFF 2 ile 3.Lig ekipleri ligleri boykot etmeye hazırlanıyor.
Bazı Turkcell Süper Lig kulüpleri başta olmak üzere, Bank Asya 1.Lig ve TFF 2.Lig ekiplerinin çoğunda, kulüp gelirleri içinde önemli bir yer tutan İddaa gelirlerindeki bu düşüş, zaten finansal sıkıntı içinde olan çoğu futbol kulübünü vuracak gibi görünüyor. Hali hazırda mevcut gelirleriyle giderlerini karşılamakta zorlanan futbol kulüpleri için bu düzenleme “default” yani yükümlülüklerini yerine getirememe, iflas anlamına geliyor. Bütçelerini ciddi ölçüde sarsacak…
YENİ düzenlemeyle bahis oyunu İddaa’daki sistem değişikliğinin kulüp bütçelerini ciddi oranda sarsacağını söyleyen Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, “Yeni düzenleme uygulanırsa, Türkiye’de futbol çöker. Geçtiğimiz sezon 140 kulübe isim hakkı payı olarak toplam 171 milyon TL dağıtıldı. Bu sistemle gelir 18 milyon TL’ye düşecek. Kulüpler 153 milyon TL kaybedecek” dedi.
Bahsin Yüzde 92’si Yabancıya
İddaa gelir dağıtımı sistemindeki olası değişikliğin yapılması durumunda, bu sistemden en büyük darbeyi, gelirlerinin yüzde seksen-doksanı İddaa gelirinden oluşan kulüpler yiyecek. Çünkü, mevcut sistemde İddaa’da Türk kulüpleri toplam hasılatın yüzde 10’unu isim hakkı olarak alıyordu. Yeni düzenlemeyle genel hasılat yerine Türk kulüplerine oynanan bahis miktarının yüzde 10’unun ödenecek olması; toplam bahsin yüzde 92’sinin de yabancı kulüplere oynandığı dikkate alındığında, bu tutarı neredeyse sıfıra yaklaştırıyor. Türkiye’de oynanan bahislerde Türk kulüplerinin payı ortalama yüzde 8 civarında. Yeni sistemde toplam hasılatın yüzde 8’i içindeki yüzde 10’unun dağıtılması durumunda, kulüplere ödenen isim hakları 18 milyon TL’na kadar düşebilecek. Bu tutarın da daha çok Türkcell Süper Lig ekiplerine gideceği göz önüne alındığında, küçük kulüplere yaşam şansı kalmamış olacak. Aslında bu uygulama ile sadece küçük kulüpler değil, aynı zamanda tüm kulüpler etkilenecek. Ancak büyük kulüplerin gelirleri içinde zaten önemsenmeyecek bir tutarı ifade eden İddaa geliri daha çok Bank Asya 1. Lig, TFF 2 ve 3. Lig kulüplerini etkileyecek…
Bütün Kulüpler Birleşin…
Kulüpler geçen sezon da İddaa gelirlerini borçlarını kapatmak için kullandı. Başta Süper Lig olmak üzere 1, 2 ve 3. liglerde yer alan 150 kulübün çoğunluğu, İddaa’dan gelen kaynağın büyük bölümünü borçlara kaptırdı. Bunun yasal alt düzenlemsi de geçen yıl yapılmıştı. Yapılan 2008 yasal düzenlemesiyle kulüpler iyice kuşatıldı ve rekabet güçleri eridi. Neydi bu yasal düzenleme?
Spor kulüplerinin naklen yayın, İddaa, Spor Toto-Loto ve reklam gelirleri için ödemeleri gereken katma değer vergisini (KDV) devlete yatırmamaları üzerine, Maliye Bakanlığı yeni düzenlemeyle, KDV Genel Tebliğ Taslağı ile spor kulüplerinin ödenmesine aracılık ettikleri KDV’yi, vergi dairesine yatırmayıp, kullanmalarının önüne geçmek amacıyla kaynakta tevkifata gitti. Yani, TFF aracılığıyla, daha bu gelirler kulüplere ödenmeden, var olan vergi borçları mahsup edilerek, isim hakları bedelleri ve naklen yayın gelirleri ödenmeye başladı. Kısacası TFF ve diğer federasyonlara vergi sorumlusu uygulaması getirildi. Bu şekilde vergi kaçağının da önüne geçilmiş oldu. Bugünkü uygulamada, spor kulüpleri, genel oranda KDV’ye tabi bu gelirleri nedeniyle, hesaplanan KDV’nin reklamı veren veya yayın faaliyetini gerçekleştirenler ya da düzenlenen şans oyunlarında isim hakkını kullananlar tarafından yüzde 60 oranında tevkifata tabi tutulmak zorunda. Bu kapsamda ödemeleri yapanların gerçek usulde KDV mükellefi olmamaları, tevkifat yapmalarına engel teşkil etmiyor.
Düzenlemeye göre, naklen yayın gelirleri üzerinden tahakkuk eden yüzde 18′lik KDV’nin yüzde 60′ını Futbol Federasyonu ya da ilgili diğer federasyonlar, İddaa gelirleri üzerindeki KDV’nin yine yüzde 60′lık bölümünü düzenleyici kuruluş devlete beyan edecek ve hesaplanan vergiyi süresi içinde vergi dairesine yatırıyor.
Söz konusu verginin yüzde 40′lık bölümü ise yayın geliri ve isim hakkı geliriyle birlikte kulübe ödeniyor. Yüzde 40′a karşılık gelen KDV’yi de, ilgili kulüp devlete ödüyor.
Yani anladığınız üzere, kulüplerin kıpırdayacak halleri kalmadı. Zaten borç batağında olan ve mevcut yükümlülüklerini bile yerine getiremeyen kulüpler için çember iyice daraltılmış oldu. Bu sıkıntı kulüpleri giderek daha da zorlamaya başladı.
Örneğin 2007 sezonunda 165 milyon YTL’lik isim hakkı elde ederken, bu paranın sadece 99 milyon 481 bin TL’si kulüplerin kasasına girebildi. 37 Milyon 910 TL’lık kısmı ise başta SSK, vergi, GSGM borçları ile çeşitli kişi ve kuruluşların icra ve temliklerini karşılamak için kesildi.
Süper Lig’de 18 kulüp İddaa’dan 73 milyon TL isim hakkı kazandı. Ancak bu paranın 25 milyon TL’sı kulüplerin hesabına yatırılırken, kalan 48 milyon TL’lık kısmı ise borç hanesine gitti.
Bank Asya’da ise durum daha kötü. Bu lig’de mücadele eden 18 takım kazandığı 54,5 milyon liralık isim hakkının 30 milyon TL’lık bölümünü yani, %55’ini borçları nedeniyle tahsil edemedi.
Bugün Anadolu takımlarının ayakta kalmasını iddia gelirleri sağlıyor. Bir ilin spor kültürünü, tanınmasını sağlayan takımların yaşaması bu gelirlere bağlı. Durum böyle iken Bakanlar Kurulu Kararı ile kulüplerin iddia gelirlerinin düşürülmeye çalışılması, zaten zar zor ayakta durmaya çalışan, birkaç gönüllünün ve destekleyici kuruluşun desteği ile yaşayan bu takımların kapılarına kilit asmalarına neden olacak.
Yeni dağıtım sistemine yönelik Bank Asya 1.Lig ve diğer profesyonel liglerde tepki çığ gibi büyüyor. Konyaspor Başkanı Bahattin Karapınar, yeni uygulamayla, İddaanın kulüplerin önünü kapattığını söylüyor ve çok çarpıcı bir örnek veriyor.
“Kızılcahamam Kampında düzenlenen turnuvada Giresesunspor’la yaptığımız maçta, bu maç için 18 bin liralık İddaa oynanmış, bunun %10’nu kulüplere tahsis edildi, paylaştığında Konyaspor ve Giresunspor’a 900’er lira para düştü, bunun %15’i de vergi olarak kesilince kulübümüze 783 TL kaldı. Büyük kulüpler içinde aynı durum geçerlidir.” dedi.
Tepkiler…Tepkiler
Anahtarları teslim edeceğiz
Bank Asla 1. Lig Kulüpleri Birliği Başkanı Bayram Akgül; “Şok olmuş durumdayız. Bu durumda yapılacak tek şey kulübün anahtarlarını şehrin ileri gelenlerine teslim etmek olacak. Beni Bank Asya’daki tüm kulüp başkanları aradı, ‘anahtarı nereye verelim’ diyorlar. Bizi 1. Lig ve 2. Lig takımlarını ayakta tutan bu iddaa gelirleriydi. Artık olmayacak” dedi.
TFF 2. ve TFF 3. Lig Kulüpler Birliği Platformu Başkanı Ünal Tombulel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni sistemde kulüplerin büyük maddi kayba uğrayacağını savundu. Sistem değişikliğinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini dile getiriyor. Ve devam ediyor: ”Eğer sistem bu halde olursa TFF 2. Lig’de bir kulübün yaklaşık 700 bin ile 1 milyon lira arasında kaybı olacak. Sezon sonunda en fazla 100 bin lira alabilecek. Oysa biz İddaa’dan gelen paralarla ayakta duruyoruz. Böyle olursa başkan ve yönetim kurulları istifa eder.”
Kulüpler Birliği Başkan Yardımcısı Göksel Gümüşdağ da, İddaa’da sistem değişikliğine gidilmemesi gerektiğini, aksi durumda kulüplerin büyük ekonomik sıkıntılar yaşayabileceğini ifade ederek, “Turkcell Süper Lig’deki kulüplerin yanı sıra Bank Asya 1. Lig ile TFF 2. ve 3. Lig’de yer alan takımların sistem değişikliğinden olumsuz etkileneceğini kaydetti. “Kulüplerin gelir ve gider dengeleri henüz oturmuş değil. Bu dengeyi tutturmak zor. Turkcell Süper Lig’deki kulüpler, İddaa’dan 2,5 ile 3 milyon lira arasında gelir sağlıyor. Ligde 14 Anadolu kulübü var. Kulüplerin en az 2 milyon lira kayıpları olacak. Zaten kulüplerimizin ciddi ekonomik sıkıntıları var. Bank Asya 1. Lig’in yayın geliri olmadığı için daha çok sıkıntıları olacak. Sistem değişikliği kulüpleri düşündürüyor. Sistem eskisi gibi kalmalı. Bütçeyi kafa kafaya zor götürebiliyoruz. Kulüplerimiz ciddi sıkıntılar çekecek” diyor.
Peki Ne Olacak? Neden Böyle Bir Düzenlemeye İhtiyaç Duyuluyor?
Kulüplerimize büyük kaynak aktarıldığı iddiasında bulunan İDDAA’daki dağılımı yukarıda sizlerle paylaştık. Son beş yılda 7,7 milyar TL’lık bir kaynak yaratan İddaa’dan kulüplerimizin payına düşen tutar sadece yaklaşık yüzde yedi civarında kalmış. Yani 554 milyon TL’na karşılık geliyor. Oysa bu paranın ana kaynağını Futbol kulüplerimiz oluşturuyor. Ana ögesi daha doğrusu futbolun vazgeçilmez ögesi olan Futbol kulüplerine iddaa’dan aktarılan paranın ne kadar yetersiz olduğunu hep birlikte görüyoruz. Bu konuya ilişkin 2004’ten bu yana yazdığımız ve üzerinde durduğumuz konu: Futbol kulüplerine rekabet açısından daha fazla payın aktarılmasıydı. Bu payın yüzde yirmibeşten aşağıda olmaması gerektiğini her platformda ve kitaplarımızda savunduk. Çünkü, İddaa oyununun ana motorunu kulüpler oluşturuyor. Ne yazık ki, Kulüplerin üst örgütlenmesi TFF ve Kulüpler Birliği bu konuya hiçbir zaman gerektiği kadar ilgi göstermediler. Ancak bıçak kemiğe dayanınca şimdi, bu düzenlemeye karşı mücadele etmeye çalışıyorlar.
Spor Toto Teşkilat Başkanlığı ve bir maliye bakanlığı ortak yapımı olan bu düzenlemede, İddaa kuponlarının yüzde doksan ikisinde yabancı maçların oynanıyor olması referans noktası kabul edilerek, “içeride olmazsa biz dışarıdan bu işi götürürüz ve bu şekilde daha çok vergi yaratmış oluruz” mantığıyla hareket ediliyor. Olay bu kadar basite indirgenmemeli. Hiçbir şey aslını yok etmeye yönelik planlanamaz. Eğer iddaa ile Türk sporuna ve futboluna kaynak aktarılmak amaçlanıyorsa, burada böylesi bir durum yok. Şu haliyle de hiç kimse İddaa’nın Türk sporunun gelişimine çok önemli fonlar aktardığını, yaratılan toplam kaynak büyüklüğü içinde iddia edemez. Toplam kazancın sadece %7’si futbola, kalan %93’ü futbol dışına giden bir yapılanmayla, futbola ve spora hizmet mi edilmiş oluyor? Bu işin yanlış yapılmadan düzeltilmesi gerekiyor. Zaten var olan haksız rekabetin daha da artırılarak, Anadolu kulüplerinin ölümüne neden olacak bu uygulamaya karşı, Karl Marx’ın, F.Engels ile kaleme aldığı Komünüst Manifesto’nun son cümlesiyle yazımızı noktalıyoruz. Marx ve Engels, “Tüm dünyanın işçileri birleşiniz. Çünkü, zincirlerinizden başka kaybedeceğiniz başka bir şey yok” diyordu, ben de şimdi, “Anadolunun tüm kulüpleri birleşiniz, yoksa, yok olursunuz” diyorum. Ancak konu hakkında Kulüpler Birliği’nin ne düşündüğünü merak edip web sayfalarına girdiğimde, konunun henüz Birliğin gündeminde olup olmadığını, Web sayfasının yapım aşamasında olması nedeniyle öğrenemiyorum. Bu da tarihi bir ironi olsa gerek…
Not: Konunun daha geniş ve detay kısmını bu hafta içinde www.fesam.org sitemizden paylaşıyor olacağız.
Tuğrul AKŞAR
3 Ağustos 2009