İncelemeDünyaFutbolPortre

Ralf Rangnick Kimdir ?

Ralf Rangnick Kimdir ?

Hoffenheim teknik direktörü Ralf Rangnick 1958 yılında Almanya’nın Backnang kasabasında dünyaya geldi.

Futbol kariyerinde amatör olarak Stuttgart dışında 3 değişik kulüpte oynayan Rangnick daha sonra amatör takımlarda antrenörlük yapmaya başladı. Bir dönem Stuttgart’ın da A genç takımı antrenörü ve koordinatörü idi.

İlk ciddi teknik adamlık sınavını 3. bölgesel amatör lig güney grubu takımlarından SV Reutlingen 05 takımını çalıştırarak verdi.

İki yıl sonra aynı ligde oynayan SSV Ulm 1846 takımına geçen Rangnick takımı bir yıl sonra 2. Bundesliga’ya çıkardı. Bu yükselişin hemen ardından 1998-1999 sezonunda Ulm bu ligdeki ilk sezonunda devreyi sansasyonel bir şekilde lider kapattı. Bu sırada Stuttgart kendisine bir sonraki sezon için transfer teklif etti ve Rangnick bunu kabul ederek kontrat imzaladı.

Gizli tutulması kararlaştırılan anlaşma kısa bir süre sonra duyulunca Ulm’un performansı bir anda düştü ve takım 5. sıraya geriledi. Bunun üzerine Ralf Rangnick mayıs ayı başında istifa etti ve Stuttgart’ta işe başladı. (Rangnick’in yerine Ulm’un başına geçen Martin Andermatt takımı yeniden atağa kaldırarak Bundesliga’ya çıkmasını sağladı) Stuttgart’taki ilk sezonunda takım ligi 8. sırada bitirdi.

2000-2001 sezonunda ise küme düşmeme mücadelesi veren Stuttgart şubat ayında alınan Hertha Berlin yenilgisi sonrası Rangnick’in görevine son verdi.

Bir sezon sonra Rangnick 2. Bundesliga’da oynayan Hannover’de göreve başladı ve o sezon takımı Bundesliga’ya çıkarmayı başardı. 2002-2003 sezonunda ligi 11. sırada bitiren Hannover daha sonraki sezonda küme düşmeme mücadelesinin içindeyken negatif bir seri sonrası işine son verildi.

Bir sonraki sezon olan 2004-2005 sezonunun eylül ayında Rangnick Schalke’de işine son verilen Jupp Heynckes’in yerine teknik direktörlüğe getirildi. Takımı dipte alan başarılı teknik adam getirdiği hava ile ekibini bir anda şampiyonluk mücadelesinin içine soktu ve Bayern Münih ile girdiği şampiyonluk yarışını az farkla kaybetti. Bir sonraki sezon Schalke için pek parlak geçmedi.

Kupada Frankfut’ta 6-0 yenilerek elenen Schalke Şampiyonlar Ligi’ne de grup maçları sonrası veda etti. Bunun üzerine Schalke yönetimi sezon sonunda Rangnick ile yollarını ayıracağını açıkladı. Ancak Rangnick basına yaptığı bazı açıklamalar sonrası ilk yarı sonunda Schalke’den ayrılmak zorunda kaldı.

22 haziran 2006’da Dietmar Hopp Regional Liga Güney grubunda oynayan sahibi olduğu Hoffenheim’ın başına kendi projesi kapsamında Ralf Rangnick’in getirildiğini açıkladı. Her şey beklenenden çok daha çabuk gelişti. İlk sezonda Rangnick yönetiminde 2. Bundesliga’ya yükselen Hoffenheim bu ligde de ikinci olarak Bundesliga’ya yükseldi.

Bundesliga’da ise daha ilk sezonunda fırtınalar estiren Hoffenheim’ı ve Ralf Rangnick’i bütün dünya tanıdı. Başarılı teknik adamın en büyük özelliği takımlarına güzel ve hücum futbolu oynatmaya çalışması. Rangnick üst seviyede futbol oynamamasına rağmen mükemmel bir taktisyen ve organizatör. Futbolcu seçimleri ise oldukça başarılı. Vedad İbiseviç’i  oynadıkları rakip takımda beğenerek aldırmaya karar vermiş.

(Burada önemli olan şu. Teknik direktörler maçlarda kendi takımlarına konsantre olurlar ve rakip oyuncularla alıcı gözüyle bakarak ilgilenmezler. Rangnick bu özelliğe sahip bir teknik adam. Alex Ferguson’un Ronaldo’yu Giggs ve Scholes’un bir Sporting Lizbon maçı sonrası yaptığı tavsiye ile almaya karar verdiğini biliyor muydunuz?)

SONUÇ;

Hoffenheim’ın bundan 20 yıl önce başlayan başarı macerası gerçekten de özellikle Türkiye’deki kulüplere örnek olacak nitelikte. Futbol kulübü yapısı itibarı ile Almanya’daki kulüplerle aynı dernek statüsünde faaliyet gösteren Türk kulüpleri Almanya modelini örnek alarak belli başarılara ulaşabilirler. Büyük kulüplerimiz için nasıl Bayern Münih başta büyük Alman kulüpleri örnek teşkil ediyorsa özellikle Anadolu takımları için de Hoffenheim kulübü çok güzel bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.

Her ne kadar Hoffenheim çok zengin bir işadamı tarafından desteklense de bütün bu gelişimin sadece para ile gerçekleştiğini söylemek hem Dietmar Hopp’a hem de Hoffenheim’a haksızlık olur.

Hoffenheim’ın bu günlere gelmesi olayın tamamıyla doğru kurgulanması, doğru insanların projenin içine yerleştirilmesi ve her şeyden önce öz kaynakların asla ihmal edilmemesi ile olmuştur.

Ülkemizde kulüplerin büyük çoğunluğu zaten belediyeler tarafından destekleniyor. Kulüpler eğer bu kaynakları, doğru plan ve projeler dahilinde işinin ehli yöneticiler ve teknik adamlarla kullanırlarsa, başarıya ulaşmamaları için hiçbir neden olamaz.

Şu an Sivasspor ve Kayserispor güzel bir yönetim ivmesi yakaladılar ve iyi yolda olduklarının işaretlerini veriyorlar. İzmir ve Adana gibi illerimizin de takımları bu tür projelerle ayağa kaldırılıp Türk futboluna kazandırılabilirler.
Türkiye Futbol Federasyonu mutlaka Türk futbolunun anayasasını A-Z’ye yeniden yazmalı ve tüm kulüpler şeffaf bir şekilde bu anayasaya göre yönetilmelidir. Futbolumuzun mali yapısı şeffaf denetim altına alınmadıkça hiçbir projenin başarıya ulaşması olası değildir.

Bütün bunların yanında yok olmaya mahkûm olan amatör kulüplerin, ranta peşkeş çekilen sahaların kurtarılması ve gençlerin mümkün olduğunca sporun her çeşidine yönlendirilmesi gerekiyor.

Yoksa Türkiye’de yakın gelecekte spor yerine daha çok sayıda cinayetten, uyuşturucu bağımlılarının sayısının çokluğundan ve giderek artan “kurtlar vadisi kahramanlarından” fazlasıyla söz edeceğiz.

Derleyen; Hüseyin Özkök

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu