DünyaHaber

Dünyada Neler Oluyor; Basın Özeti

Dünyada olup bitenlere şöyle bir göz atınca gördüklerimiz ve Türkiye üzerine görüşler;

Economist, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde gelinen son aşamayı değerlendiren bir makaleye yer veriyor.

Makalenin başlığı, Türkiye’nin ‘komşularla sıfır sorun’ adı verilen dış politikasına atfen, ‘Sıfır ilerleme’.

Dergi, Ankara ve Erivan’ın ilişkilerin normalleştirilmesi ve Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını amaçlayan protokoller imzaladığını hatırlatıyor.

Economist, 1915 olaylarını inceleyecek ortak bir tarihçiler komisyonu kurulmasını da amaçlayan protokollerin ‘geçmişin hayaletlerini gömme’ umudunu verdiğini de belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

İlgili Makaleler

‘Kadim düşmanlıklar unutulmuyor’

“Ancak kadim düşmanlıklar öyle kolay terk edilmiyor. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, imzadan sadece bir gün sonra, protokollerde Ermenistan-Azerbaycan çatışmasına değinilmemesine karşın, Ermenistan işgal ettiği Karabağ’dan çekilmeden, anlaşmanın uygulanamayacağını söyledi. Şimdi Türkiye, yine rahatsız. Ermenistan Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz günlerde protokolleri, devletin kuruluş prensiplerine uygun olması şartıyla onayladı.

Bu prensiplere, 1915 trajedisini dünya çapında soykırım olarak tanıtmak için uğraşmak da dahil. Bundan çekinen Türkiye, mahkemenin gerekçeli kararını geri çekmesini istedi. Birçokları, gururlu milliyetçiler ve kızgın Azerbaycan arasında kalan Türk hükümetinin, mahkemenin kararını, kaygılarını meşru göstermek için kullandığını düşünüyor.”

‘Washington, Erivan’dan yana’

Türkiye’nin bu konuda tecrit edilmiş göründüğünü savunan Economist, Türkiye’nin en büyük müttefiki ve anlaşmanın en büyük destekçisi olduğunu söylediği Washington’un Ermenistan’ın tarafını tuttuğunu belirtiyor. Dergi, Rusya’nın da Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin Karabağ sorununa bağlı olmaması gerektiği görüşünde olduğunu söylüyor.

Economist, protokollerin Ermenistan’da da tam anlamıyla kabul görmediğini ve Anayasa Mahkemesinin, hükümetin Türkiye’nin sınırlarını tanımasına kızan sertlik yanlısı Ermeni milliyetçilerin kaygılarına yanıt vermiş olabileceğini de kaydediyor.

Economist makaleye şu satırlarla son veriyor:

‘Amerika yakından izliyor. Anlaşma çökerse bu, Amerikan Kongresi’nin uzun zamandır yapmakla tehdit ettiği gibi, 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan bir tasarıyı geçirmesinin yolunu açabilir. Bunun karşılığında Türkiye’deki Amerikan karşıtlığı öylesine güçlenebilir ki, Ankara’nın misillemede bulunmaktan başta seçeneği kalmayabilir.

Bir misilleme seçeneği de Amerikalıların stratejik İncirlik üssünden kovulması olabilir. Türklerin ve Ermenilerin liderlerini dikkate almayıp, kendi dostluklarını geliştirmesi teselli veriyor. Özel Türk televizyonu Su TV, geçenlerde Ermenice bir haber programına başladı. İki ülke arasındaki ticaret de, sınırın kapalı olmasına karşın, Gürcistan üzerinden büyüyor.’
‘Türkiye’nin direnci geciktiriyor’

Financial Times’ın dünya haberleri sayfalarında Türkiye’yle ilgili iki haber yer alıyor.

Bu haberlerden birinde, Amerika Birleşik Devletleri’nin, İran’dan gelebilecek potansiyel tehditlere karşı kurmak istediği füze savunma sistemi planlarının, Türkiye’nin direnci nedeniyle geciktiği belirtiliyor.

Haberde, Washington’un füze savunma sistemi kapsamında Türkiye’de bir radar üssü kurmak istediği kaydediliyor.

Ancak Financial Times, Türk diplomatlara dayandırdığı haberinde, Ankara’nın Washington’la Tahran’a karşı ikili bir anlaşma yapar görünmek istemediğini, bunun yerine NATO çerçevesinde bir anlaşma talep ettiğini belirtiyor.

Financial Times’ın Türkiye konusundaki ikinci haberiyse, Türkiye’de yargı kurumları ve hükümet arasında süregiden yetki tartışmasıyla ilgili.

Gazetenin Ankara Muhabiri Delphine Strauss’un imzasını taşıyan haberde, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanmasıyla başlayan gelişmeler özetlendikten sonra şu yorum yapılıyor:

‘Gerilim artabilir’

‘Bu tartışma, AKP ve geleneksel olarak lâik üst düzey yargı mensupları arasındaki gerilimi artırma tehdidi taşıyor. Yargı mensupları, geçmişte Recep Tayyip Erdoğan’a karşı ısrarla muhalefet ettiler. 2008’de partinin lâiklik karşıtı faaliyetleri nedeniyle kapatılmasını, neredeyse başarıyorlardı.

Ancak süregiden tartışma, aynı zamanda, yargının içinde AKP’nin iktidara gelmesinden sonra atanan savcılarla, onlara karşı mevzi kaybetmekten korkan lâik yargı mensupları arasındaki iktidar mücadelesini de gözler önüne seriyor.’

Büyük şirketlerin verdiği zarar

Guardian, Birleşmiş Milletler’in bu yaz yayımlayacağı bir bilimsel araştırmayı haberleştirmiş.

Araştırmaya göre, 2008 yılında dünyanın en büyük şirketlerinin yarattığı kirlilik ve çevreye verdiği zararın maliyeti, 2 trilyon 200 milyar doları buluyor.

Gazete, bu şirketlerin, yarattıkları zarardan sorumlu tutulmaları halinde, kârlarının üçte birinden fazlasını kaybedeceklerini belirtiyor.

De Boer’in istifası

Daily Telegraph ise, Birleşmiş Milletler’in iklim değişikliğiyle mücadeleden sorumlu yetkilisi Yvo de Boer’in istifa haberine yer veriyor.

Gazete, çoğu kişinin, Kopenhag’daki iklim değişikliği zirvesinden umulan sonucun çıkmamasından, De Boer’i sorumlu tuttuğunu belirtiyor.

Daily Telegraph ayrıca, De Boer’in istifasıyla, gelecek yıl Meksika’da yapılacak zirve öncesinde sürecin ivme kazanabileceği umutlarının arttığını yazıyor.
Yunanistan’dan bile kötü

İngiltere basınında ortaklaşa geniş yer verilen konulardan biriyse dün açıklanan, İngiltere hükümetinin Ocak ayı borçlanma rakamları.

Independent, son verilere göre, İngiltere’nin kamu maliyesinin Yunanistan’dan daha kötü olduğunu söylüyor.

Gazete, geçmişte, genel olarak fazla veren Ocak ayı bütçe rakamlarında 4,3 milyar sterlinlik açık olduğunu yazıyor. Bunun, yıllık bazda 180 milyar sterlinlik bir açık anlamına gelebileceği kaydediliyor.

Bu miktarın da, İngiltere’nin gayrı safi milli hasılasının yüzde 12,8’sine denk düştüğü ve bu oranın Yunanistan’ın son günlerde başını ağrıtan bütçe açığı oranından bile fazla olduğu belirtiliyor.

Vergi dairesine hücum

Times da, Alman hükümetinin, Alman Maliyesi’nden habersiz İsviçre bankalarına yatırılan paralar hakkında bilgiler içeren bir CD’yi satın alabileceğini açıklamasıyla beraber, yüzlerce kişinin hapis cezasından kurtulma umuduyla servet bildirimi yaptığını yazıyor.

Gazete, hükümetin 2,5 milyon Euro fiyat biçilen CD’yi henüz almamış olmasına karşın, almaya hazır olduğu yönündeki açıklamanın bile, 1800 kişiyi Alman maliyesine başvurmaya ikna ettiğini kaydediyor.

Bu ay sonuna kadar birkaç yüz kişinin daha başvuru yapabileceği belirtiliyor.

Berlusconi’nin son gözdesi

Daily Telegraph, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin, partisinin milletvekili adayları listelerini çekici, genç kadınlarla dolduracağı yönündeki haberleri uzun süredir reddetmesine karşın, hiçbir siyasi deneyimi olmayan eski dansçı Nicole Minetti’yi aday listesine aldığını yazıyor.

Haberde, Berlusconi’nin alımlı diş hijyeni uzmanı Minetti’yle, uğradığı saldırıdan sonra dişlerini yaptırırken tanıştığı belirtiliyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu